Sosyal medya kullanmak yaşadığımız çağın bize sunduklarından bir tanesi. Sosyal medyanın bireylere getirisi kadar götürüsü de olduğu aşikar. Bireylerin beğeni ve estetik kaygısını tetikleyen sosyal medyanın marka takıntısını da tetiklediği ortaya çıktı.
Prof. Dr. Hatice Güz, sosyal medyanın artık tüketim odaklı bir platform haline geldiğini ve bu durumun psikolojik açıdan incelendiğinde bireylerin kişilik yapılarıyla bağlantılı olduğunu belirtti. Narsistik ve histrionik kişilik özelliklerinin sık sosyal medya kullanıcılarında daha belirgin olduğunun yapılan araştırmalarda görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Güz, “Sosyal medyada görülen bu yapılar, Amerika’da bile ‘toplumsal narsizm’ teriminin kullanılmasına yol açtı. Bu durum ülkeler için potansiyel bir tehlike. Sosyal medyada beğeni kaygısı, bireylerde ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Toplumsal ilişkileri etkiliyor” diye konuştu.
MARKA TAKINTISI SOSYAL MEDYADA VÜCUT BULUYOR
Çocukları yetiştiren anne-babaların rolüne vurgu yaparak, her çocuğun özel olduğunu anlatmanın önemli olduğunu, ancak bunun başkalarını umursamamak anlamına gelmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Güz, narsist bireylerin genellikle hak duygularının ağır bastığını ve sürekli ilgi arayışında olduklarını vurguladı.
Sosyal medyadaki narsistik davranışları ve histrionik kişilik özelliklerini ele alarak, bu kişilerin sürekli ilgi çekmek için çeşitli yollar denediğini ve sosyal medyada farklı roller sergilediklerini vurgulayan Prof. Dr. Güz, “Narsist kişilikler, sosyal medyada sürekli ilgi görmek isterler. Bu ilgi onların yaşamlarında büyük önem taşır. Marka takıntısı ve ilgi odaklı davranışlar sosyal medyada daha belirgindir” ifadelerini kullandı.