İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran: Asıl risk doların 39 liranın altında kalma ihtimali
İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, 2024 yılı sonu enflasyon beklentisini yüzde 39-42 arasında bir rakam olarak açıkladı. Enflasyon yüzde 10’lara inene kadar üretici ve ihracatçının rahatlayamayacağını da ekleyen Aran, “2025 yılı sonuna kadar nefeslerinizi tutun, bekleyin” diye konuştu. Hakan Aran ile söyleşiyi, Ekonomim yazarı Vahap Munyar şöyle aktardı:
“Soru: Seçim sonrasında doların 42 liranın üzerine çıkma ihtimali yok mu?
– Bana kalırsa dolar kurunun 42 liranın üzerine çıkma ihtimalinden daha büyük risk, 39 liranın altında kalma ihtimalidir. Ben yılı 39-42 lira bandında tamamlayacağımızı düşünüyorum.
· Soru: Yabancı yatırımcı ne zaman gelir?
– Merkez Bankası, brüt rezervini 200 milyar dolara çıkarana kadar alım yapmak zorunda olacak. Piyasada kuru baskılayan değil, tersine kurun düşmemesi için rezerv artıran bir Merkez Bankası göreceğiz.
Aran, o günkü yanıtını aktardıktan sonra bugüne döndü:
– Şimdi Temmuz ayının ikinci yarısındayız. Ben hâlâ bu patikada gidildiğini, bir sapma olmadığını düşünüyorum.
Merkez Bankası’nın politika faizini Mart ayında yüzde 50’ye çıkarmasının kendisi için sürpriz olduğunu belirtti:
– Çünkü, bana göre 45, hedeflere ulaşmak açısından yeterliydi. Ancak, tam 31 Mart öncesi piyasada ciddi spekülatif bir döviz atağı oluştu. Herkes ‘seçimden sonra kur 50 lira olacak’ inancına kapıldı. Merkez Bankası güçlü mesaj için 5 puan artış yaptı. Beklemediğimiz artıştı.
Bu artışın ekonomiye etkilerinin ilk kez Temmuz ayında görülmeye başlandığını bildirdi:
– Temmuz ayında ekonomideki soğumanın başladığını görüyoruz. 1-15 Temmuz arasındaki veriler bu trendi gösteriyor. Kredi kartı harcamalarının bir ay önceki aya göre düştüğünü görüyoruz.
Bunu öncü gösterge olarak adlandırabilirsiniz. Kredi kartı kullanımının Ocak ayının bile altına indiğini kaydetti:
– Bunlar, Temmuz ayında vatandaşın frene bastığını gösteriyor. Kemer sıkmayı Haziran’a kadar hissetmemiştik. Kemerler şu anda sıkılıyor. Temmuz, Ağustos, Eylül ayı enflasyon rakamları muhtemelen bu durumu teyit edecek. Baz etkisine ilave düşüş olacak.
Bunun 31 Aralık 2024 itibariyle enflasyonun 38-42 bandında gerçekleşeceğini ortaya koyan öncü gösterge olduğunu vurguladı:
– Ben bu yılı yüzde 38-42 bandında bir enflasyonla tamamlayacağımızı düşünüyorum.
Bu noktada faizle ilgili beklentisini de paylaştı:
– Enflasyonun yılı yüzde 42 ile tamamlayacağını düşünürsek politika faizinin Ekim, Kasım, Aralık ayı toplantılarının birinde tek seferde veya parça parça 50’den 45’e indirileceğini tahmin ediyorum.
Hayatın sadece para politikasından ibaret olmadığının altını çizdi:
– Ekonomideki soğumanın, kemer sıkmanın reel sektörde, vatandaşta izdüşümü var. Ekonomi yönetimi tüm yönleriyle düşünülmesi gerektiği için hedefl ere zarar vermeyecek indirimler yapılır diye düşünüyorum.
Krediye erişimin hâlâ pahalı olduğunu, kredi kullanmamanın tercih edildiği bir ortamın yaşandığına vurgu yaptı:
– Bu ortamda doğru fiyatlamayı yapamayan, yanlış fiyatlamayla pazar dışında kalanların talep az olduğu için çabuk eleneceği, malını satamayacağı, o yüzden nakit akışını döndüremeyeceği bir Eylül-Aralık ayı yaşayacağımızı öngörüyorum.
Fiyatlama konusunu biraz daha açtı:
– Eylül-Aralık ayı, ‘Ticaret dönsün, eve ekmek girsin, ben işimi devam ettireyim’ anlayışıyla kanaatkâr fiyatlama yapanların işini döndüreceği ama ‘Enflasyon bu kadar, bu malı yerine koyma rakamım bu, malımın fiyatı budur’ diyenlerin oyun dışı kalacağı bir dönem olabilir.
Ardından ekledi:
– ‘Ben tüm maliyetlerimi bu fiyatlamadan çıkartacağım’ diyenlerin ise malına talep olmayacağı için, onların nakit akışı konusunda muhtemelen problem yaşayacakları bir son çeyrek göreceğiz.
Hakan Aran’ın fiyatlama konusundaki saptaması, şirketlerin zor günleri en az zararla atlatması ve enflasyonla mücadele açısından büyük önem taşıyor… Yüksek enflasyonla bozulan ahlak, fiyatlamada ‘kanaatkâr’ davrananların sayısının artmasına izin verir mi?
2025 SONUNA KADAR NEFESLERİNİZİ TUTUN, RAHATLAMA BEKLEMEYİN
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, 2025 yılı için gördüğü tablo üzerinde durdu:
– 2025’te enflasyonun yüzde 42 olduğu ama Merkez Bankası’nın hedefi nin yüzde 14- 21 bandında yer aldığı bir yıl başlayacak. Merkez Bankası, 42’yi 14-21’e nasıl getirecek? Ekonomiyi gevşetemez. Kredi büyümesinde yüzde 2 sınırını artıramaz.
Kredi tarafında sıkışıklığın ve pahalılığın yıl boyu süreceğine işaret etti:
– Yüzde 45 enflasyon varken, yüzde 50 pahalı iken, yüzde 25 enflasyonda da yüzde 30 pahalı olacak. Yani, kredide pahalılık devam edecek.
Bu noktada şu uyarıyı yaptı:
– 2025 yıl boyunca rahatlama bekleyen, ‘Nasıl olsa biraz hafifl er, ben de paraya erişirim’ diye düşünenler, nefesini 2025 sonuna kadar tutamayanlar da muhtemelen çok zorluk yaşayacaklar.
Bu durumda KOBİ’lerden büyüklere tüm şirketlerin vardiya azaltmaya, sonrasında verimlilik artışı için robotlaşmaya ağırlık vereceğini kaydetti:
– 2025 yılında işsizlik artacak, yani istihdam piyasasına olumsuz yansıyacak. Bunun da Merkez Bankası’nın elini daha çabuk tutacağı ve artık sıkılaşmayı, istihdamı da belli bir oranda gözeterek yapacağı noktaya getirecektir diye tahmin ediyorum.
2025’te enflasyonun yüzde 14-21 bandının üzerinde, 20-21 arasındaki bir noktada bitmesini beklediğini bildirdi:
– Bu durumda da yüzde 45 olan politika faizinin 25’e kadar düşürülme imkanı olacağını düşünüyorum. İzin verildiği kadar büyüyen krediye erişip akıllıca kullanan, iş yerinde verimliliği artırmaya yönlendirenin güçleneceği bir yıl olacak 2025.
Sonra ekledi:
– Ama sorunlu alacak oranlarının, bankadaki donuk alacak oranlarının ticari tarafı da içine alacak şekilde artacağı bir 2025 yılı göreceğimiz kanaatindeyim.”
(EKONOMİ SERVİSİ)